Yaşar Ateş

System and Security Administration Manager

DDoS'un Geleceği ve Atak Simülasyonlarından Farkları Nelerdir?

Sanal dünyada karşınıza çıkabilecek sayısız siber saldırı türü bulunur. Bunlardan biri olan DDoS saldırıları, internet kullanıcılarının veri güvenliğini tehdit eden başlıca riskler arasındadır. Öyle ki Cisco, 2018-2023 yıllarını kapsayan Yıllık İnternet Raporu araştırmasında saldırıların sayısının 5 senede 7,9 milyondan 15,4 milyona ulaşacağını ortaya koyar. DDoS saldırılarına karşı geliştirilen atak simülasyonları ise hızla artan bu siber tehlikeye karşı güçlü bir kalkan oluşturabilir. Yazının devamında siber zafiyetlere ve bunlara yönelik çözüm yollarını ele alarak DDoS’un geleceğine dair öngörülerinden bahsettik.

DDoS Saldırısı Nedir?

Türkçe’ye dağıtılmış hizmet reddi olarak çevrilen DDoS (Distributed Denial of Service), özetle bir sanal hizmeti sahte trafikle kesintiye uğratma girişimidir. Temel olarak işletmelerin kullanıcılarına sunduğu hizmeti aksatmayı hedefler. Atağa uğrayan web kaynağına birden fazla istek göndererek internet sitesinin işlem kapasitesini aşmayı ve doğru çalışmasını engellemeyi amaçlar. DDoS atak türlerini, şu 5 başlık altında toplayabiliriz:

  • Hacim tabanlı DDoS: Hacim tabanlı saldırılarda temel hedef, ilgili ağı yoğun trafiğe maruz bırakmaktır. Mevcut bant genişliğini doldurmak için genellikle bot ağları, büyütme teknikleri veya diğer yöntemler kullanır. 
  • Protokol tabanlı DDoS: Bu ataklarda hedef ağdaki protokol yığınlarının 3. ve 4. katmanındaki güvenlik açıklarına odaklanılır. Bu ağlara yanlış biçimlendirilmiş ya da geçersiz paketler gönderilerek kullanıcının sistemine zarar verilir.
  • Uygulama katmanlı DDoS (Layer 7): Uygulama katmanı saldırıları; web, DNS ya da e-posta sunucuları gibi belirli uygulamaları veya hizmeti hedefler. Özel olarak hazırlanmış istekler veya komutlar ile ilgili uygulamanın işlevsiz hâle getirilmesi amaçlanır.
  • Ping tabanlı DDoS (ICMP): Bu saldırı yönteminde “ping” adıyla da bilinen büyük hacimli ICMP (Internet Control Message Protocol) Echo Request paketleriyle bir sunucu ya da ağı hedeflenir. Siber saldırgan, hedefin sunucusuna çok sayıda ping paketi göndererek sunucuyu trafikle doldurur ve yanıt veremez duruma getirir.
  • Flood tabanlı DDoS: Flood tabanlı ataklarda SYN ve UDP gibi alt türler bulunur. Bu alt türlerin her birinde farklı saldırı vektörleri kullanılır. Örneğin SYN flood ataklarında bağlantı kurulurken bir istemci ile sunucu arasında gerçekleşen TCP/IP üçlü el sıkışma sürecine odaklanılır.

Flood tabanlı saldırı türleri arasındaki UDP (User Datagram Protocol) ataklarında ise DNS (Domain Name System), VoIP (Voice over Internet Protocol) ya da çevrimiçi oyun sunucuları gibi hizmetler hedeflenir. Bu atak türünde SYN yönteminden farklı olarak bir TCP/IP el sıkışma işlemi uygulanmaz. UDP paketleri, direkt olarak hedefin sunucularına gönderilir.

İnternetin Doğasındaki Zafiyet: DDoS Ataklarında Evrim Süreci

Geçmişten bugüne kayıtlara DDoS’un geleceğini şekillendiren pek çok saldırı geçmiştir. Bu saldırılardan ilki, 2000’li yılların başında gerçekleşmiştir. Söz konusu dönemi takip eden senelerde DDoS ataklarının sayısı hızla artmıştır. Nitekim Netscout’un DDoS Tehdit İstihbaratı Raporu, 2021’de yaklaşık 10 milyonu aşkın saldırının yapıldığını ortaya koyar. Bu rakam, her üç saniyede bir atağın gerçekleştiğini gösterir. Bilinen en büyük DDoS saldırıları ise şunlardır:

  • Amazon (2020): Amazon Web Services (AWS), Şubat 2020'de devasa bir DDoS saldırısıyla karşılaşmıştır. Bu atakta “Bağlantısız Hafif Dizin Erişim Protokolü” adı verilen teknik kullanılarak kimliği belirsiz bir AWS müşterisi hedef alınmıştır.
  • GitHub (2018): 28 Şubat 2018'de yazılım geliştirme platformu GitHub, saniyede 1,35 terabit hızında ve yaklaşık 20 dakika süren bir DDoS saldırısına uğramıştır.
  • Occupy Central (2014): Bu saldırıda daha demokratik bir oylama sistemi için kampanya yürüten Occupy Central adlı Hong Kong merkezli bir hareket hedef alınmıştır. Atak, 5 botnet kullanılarak gerçekleştirilmiş ve saniyede 500 gigabitlik trafik seviyeleriyle sonuçlanmıştır.

DDoS saldırılarında sıklıkla kullanılan botnetler; uzaktan kontrol edilebilen bir yazılım, uygulama veya kod komut dosyasıdır. Siber suçlular tarafından virüslü e-posta ekine ya da bir bağlantıyla kötü niyetli yazılımların cihazınıza yerleşmesini sağlar. DDoS ataklarının evriminde botnetlerin dışında yapay zekâ ve IoT gibi teknolojik gelişmeler de önemli rol oynar.

Yeni Nesil DDoS Saldırıları ve Şirketlere Verilen Hasarlar

Teknolojik yenilikler, DDoS’un geleceğine yön verir. Örneğin yapay zekâ (Al), yeni nesil saldırıların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Bir siber saldırgan, söz konusu teknolojiden yararlanarak şirketin veri tabanına erişebilir, datalarını çalabilir, değiştirebilir ya da eriştiği sistemi kullanılamaz duruma getirebilir. Fakat siber güvenlik alanında yapay zekâ hem risk hem de faydayı bir arada sunar. İşletmeler, bilgi sistemlerini Al destekli çözümlerle koruyabilir. Yapay zekâ sayesinde tehditleri önceden tespit ederek bunlara karşı önlem alabilir.

IoT ve DDoS ile Geliştirilmiş Ataklar

IoT (Internet of Things), nesnelerin interneti anlamına gelir. Bu teknolojide günlük hayatta kullanılan aygıtlar, ortak ağlar üzerinden birbirleriyle veri alışverişi yapar. İçerdiği sensörler aracılığıyla diğer birimlerden gelen verileri toplar. Ardından Wi-Fi ya da Bluetooth gibi bağlantı yollarıyla verilerini diğer cihazlara aktarır. IoT ve siber güvenlik arasında bazı riskleri içeren bir ilişki bulunur. Zira DDoS saldırılarında hedeflenen IoT cihazlarının sayısıyla beraber ataklarda kullanılan botnet ağı ve bilgi sistemi açıkları da artar. 2016 yılında gerçekleşen ve 600.000’den fazla IoT cihazının dâhil olduğu Mirai Krebs ve OVH DDoS saldırıları, bu teknolojinin yol açabileceği güvenlik zafiyetini ortaya koyar.  

Evrimleşen DDoS Ataklarına Yenilikçi Çözüm: Atak Simülasyonları Nedir?

DDoS’un geleceğinde geniş çaplı saldırılar gibi yenilikçi çözümler de bulunur. Veri güvenliğini artırmak için gerçekleştirilen atak simülasyonları, organizasyonların DDoS saldırılarına karşı savunma stratejilerini test etmesini sağlayan bir güvenlik uygulamasıdır. Similasyonlarda bir DDoS saldırısı senaryosu taklit edilerek kurumun bu risklere ne kadar dayanıklı olduğu ve nasıl tepki verdiği değerlendirilir. Böylelikle siber tehlikelere yönelik önlemler almak mümkün olur.

Atak Simülasyonları ile DDoS Atakları Arasındaki İlişki Nasıldır?

DDoS ve atak simülasyonu arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kurumsal ağı siber güvenlik standartlarına uygun hâle getirmek için DDoS atak simülasyonundan yararlanılabilir. DDoS’un evriminde önemli rol oynayan bu testlerde ağın güvenlik durumunu ve dayanıklılığını değerlendirmek için kontrollü siber saldırılar başlatılır. Siber atak simülasyonuyla kuruluşlar, güvenlik açıklarını tespit eder. Ardından bilgi sistemlerini koruyacak eylem planları hazırlar ve uygular. 

DDoS Saldırıları ve Sunucuların Güvenliği: Atak Simülasyonlarının Şirketlere Sağladığı Avantajlar Nelerdir?

DDoS’un geleceğine yön veren atak simülasyonları, mevcut ağların siber saldırılara karşı hazırlanmasını sağlar. Böylece şirketler, ağ sorunlarından kaynaklanan maddi ve manevi kayıpları önleyebilir. Siber saldırı simülasyonu ve DDoS koruması gibi sızma testleri de bahsi geçen amaçlara hizmet eder. Siber güvenlik uzmanı inventiv tarafından sağlanan Securvent hizmeti, TSE onaylı sızma testleri sayesinde kurumunuzun bilişim altyapısındaki açıkları tespit eder. Bu hizmetten yararlanarak bilgi sisteminizi ve verilerinizi hem test edebilir hem de koruyabilirsiniz.

Kategoriler